geri gelmek

geri gelmek
кайту

Türkçe-Tatarca sözlük. 2013.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Смотреть что такое "geri gelmek" в других словарях:

  • eli boş dönmek (veya çevrilmek veya geri gelmek) — umduğunu alamadan dönmek Kaçan aşiretin izlerini bulamadıklarından, eli boş döndüler. A. Mithat …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • SÜ'B — Akıl geri gelmek. * Gittikten sonra yine eski yerine dönmek, mekânına gelmek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • dönmek — nsz, er 1) Kendi ekseni üzerinde veya başka bir şeyin dolayında hareket etmek İçeride anahtarın acı bir gıcırtısıyla döndüğünü duydum. Y. Z. Ortaç 2) den, e Geri gelmek, geri gitmek Ertesi gün aynı yoldan Bodrum a döndük. Halikarnas Balıkçısı 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • boş dönmek — hiçbir şey elde edemeden geri gelmek Ankara ya giden hiçbir heyetin geri boş döndüğünü görmedik. Y. Kemal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • avdet etmek — dönmek, geri gelmek Eliyle camı vurarak avdet etmek istediklerini anlattı. H. R. Gürpınar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • HAYSE-BEYSE — İleri gidip geri gelmek, bir halde durmak. * Karışıklık. * Şiddet ve darlık …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ayak — is., ğı, anat. 1) Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü 2) Bacak 3) Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri İskemlenin bir ayağı kırık. Bu köprünün dört ayağı var. 4) Vücudun… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • görmek — i, ür 1) Göz yardımıyla bir şeyin varlığını algılamak, seçmek Merdivenin başındaki paravanın arkasında garip bir sahne gördüm. A. Gündüz 2) Anlamak, kavramak, sezmek Türk iradesinin ne demek olduğunu da sen göreceksin. R. E. Ünaydın 3) Yanına… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • söz — is. 1) Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırtı, kelam, laf, kavil 2) Bir veya birkaç heceden oluşan ve anlamı olan ses birliği, kelime, sözcük 3) Bir konuyu yazılı veya sözlü olarak açıklamaya yarayan kelime dizisi Yer yer… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ileri — is. 1) Herhangi bir şeye göre daha ötede olan yer, geri karşıtı 2) Bir şeyin ulaşılacak yönü Yolun ilerisi düz. 3) Henüz gelmemiş zaman, gelecek, sonra 4) sf. Önde bulunan İleri karakol. İleri hat. 5) sf. Doğrusundan daha çok gösteren (saat) Saat …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kalmak — nsz, ır 1) Olduğu yeri ve durumu korumak, sürdürmek Sıkı sıkı kucakladı ve öylece kaldı. T. Buğra 2) Zaman, uzaklık veya nicelik belirtilen miktarda bulunmak Arabada yalnız dört çocuk kalmıştı. O. C. Kaygılı 3) de Konaklamak, konmak Hemen… …   Çağatay Osmanlı Sözlük


Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»